Kemal Kılıçdaroğlu: Ya Trump doğruyu söylüyor, ya da sen yalan söylüyorsun

Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önemli açıklamalarda bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin TBMM'deki grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

Herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim. Bu ülkede CHP olduğu sürece hiç kimse bir gelecek endişesine kapılmasın. Hep beraber hangi görüşten olursa olsun hep beraber Türkiyeyi aydınlığa çıkaracağız

Dün gazetelerin birinci sayfalarında çok acı bir olay vardı. 22 göçmenin hayatını kaybettiği katliam. Bu insanlar kendi ülkelerinden çıkıp Avrupa’ya gitmek istiyorlar

Demokratik bir ülkede yaşamak istiyorlar. 22 kişi hayatını kaybetti. Hepsine rahmetdiliyoruz. Ama yaşananları unutmuyoruz. Kıyıya bedeni vuran Aylan bebeği unutmuyoruz.

Bütün bunların sorumlusu o koltukta oturan zattır. ‘Suriye’ye girme’ dedik, ‘yanlış yapıyorsun’ dedik, ‘Akan kan müslüman kanıdır’ dedik. Bizi dinlemedi. ‘Bildiğimi okurum’ dedi. Şimdi ülkemizde 4 milyon Suriyeli var. AK Parti’ye oy veren vatandaşlarım: Suriyelilerden memnunsanız başım üstüne. Suriyelileri memleketlerine gönderecek olan parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Kimsenin burnunu kanatmadan bir yarayaı saracağız. Bunun yapılması çok önemli. Bunu yapacak siyasi irade bizde vardır.

“Çalışanlar işçiler arasında ayrımcılık yapmak doğru değil”

Aramızda kamuda geçici olarak çalışanlar var. Ayrımcılık var. Çalışanlar işçiler arasında ayrımcılık yapmak doğru değildir. Şehitler, gaziler vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmak doğru değildir. Dili dini ne olursa olsun herkes TC vatandaşıdır.

“Partilerin genel başkanlarına sesleniyorum”

Sağlıkta şiddet giderek artıyor. 83 yıllık cumhuriyet döneminde, 1 hekim şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. 16 yıllık AK Parti iktidarı döneminde hayatını kaybeden hekim sayısı 11. Şiddet vakası sayısı ise 2012-18 arasında 68 bin 375. Buradan bütün partilerin genel başkanlarına sesleniyorum, sağlıkta şiddete son vermek istiyorsak bu konuda el birliği yapalım. Bu işin partiyle ilgisi yok.

Erdoğan’a ameliyat yanıtı

Yalan konusuna değinelim biraz. Yalan bütün inançlarda günahtır. Özellikle ülke yönetme pozisyonundaki kişilerin halka yalan söylemesi çok daha bir ayıptır günahın ötesinde. Peygamberimiz bir hadisinde şöyle der, “yalandan sakının çünkü yalanla günah yan yanadır ve sizi cehenneme götürür”

Gazi Üniversitesinin belgesini açıkladık, beyefendi rahatsız olmuş. Bana diyor ki “Yalan olur da böylesi olur mu?” diyerek beni suçluyor. Şunu söylemek isterim. Bir belge önüme geldiğinde hemen o belgeye sarılmam. Önce araştırırım doğru mu değil mi ondan sonra açıklarım, benim huyum da ahlakım da inancım da topluma saygım da böyle.

Bir tane belge olsa gene neyse. Gazi Üniversitesi’ni örnek göstermiştim. Ordu Hastanesi belgesi böyle. Hayati önem dışında ameliyat yapmayın. Neden? Hayat pahalı.Karadeniz Teknik Üniversitesi şöyle söylüyor. Hastanemize hasta sevki ve yönlendirmelerde sağlık kuruluşlarının bilgilendirilmesi… şeklinde yazıyor. Giresun İl Sağlık Müdürlüğü bu hastaları sevk etmeyin deniyor. Şimdi soruyorum kim yalan söylüyor

Eğer bu belgeler yalansa, bu belgelerin altına imza atanları görevden alın. Ama bu meydanı bulmuş ya alkışta var, ağzına geleni söylüyor. Onun için yalan söylemek her sabah kahvaltı yapmak gibi bir şey.

“Sarayın maliyetini bilen var mı?”

Güç ve yetkiler tek merkezde toplanmaz. Yasama, yargı, yürütme olur. Kuruluşları olur, bütün bunlar güç ve yetkinin dağılımıdır. Uçan kuşun bile bir dengesi vardır tek kanatlı kuş uçmaz. Ama Türkiye’de denge yok. Sarayın maliyetini bilen var mı? Yok. Kimin parasıyla yapıldı? Vatandaşın parasıyla. Ama kimse bilmiyor. Devlet vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamak zorundadır.

Rahip Brunson tepkisi

Eğer devlet vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayamıyorsa, baskıcı bir devlete dönüşür. O zaman devlet hukuk devleti olmaktan çıkar, organize suç örgütü olur. Devleti yönetenler yanlış olmadığı sürece başkasının işine karışmamalıdır. Bu papaz işi var ya, Türkiye’nin nasıl yönetildiğine bakın. ‘Papaz casus, ajan, terörist’ dediler. Şimdi Brunson’un Türkiye cephesine bakıyoruz, ne oldu?

11 Ocak’ta Erdoğan diyor ki, “Bu fakir bu görevde olduğu sürece bu teröristi alamazsın” Brunson şu an nerede? 11 Ağustos’ta “Tehdit ediyor yarın saat 18:00’e kadar göndereceksiniz. Burası çatladıkapı ülkesi mi? Burası Türkiye Türkiye!” Ee ne oldu? Brunson’u gönderdin. Senin sayende oldu bunlar. Polis Akademisi’nde “Ver papazı al papazı” diyor. Bizdeki gitti neyle? Özel uçakla gitti. Utanmasalar devlet töreniyle göndereceklerdi. Ne oldu da verdin? Sen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onuru ve şerefiyle nasıl oynarsın?

Erdoğan’a Brunson sorusu

Ne müzakeresi yaptınız. Ya Trump doğruyu söylüyor, sen yalan söylüyorsun. Ya sen doğru söylüyorsun, Trump yalan söylüyor. Ama hep Trump’ın dediği çıktı. Sen Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin iradesini Trump’a teslim ettin. Senin yatacak yerin yok. Yok mahkeme karar vermiş. Geçiniz, geçiniz. Trump kime teşekkür ediyor. Mahkemeye değil sana.

Bahçeli’ye çağrı

Bahçeli'ye açık ve net bir çağrıda bulunuyorum: Türkiye'nin onuruyla oynayan bu hükümete ve saraya destek vermeyi sürdürecek misin?

“Buna tükürüğünü yalatma politikası deniyor”

Buna tükürüğünü yalatma politikası deniyor. Bunu yaptılar. Onların ağırına gitmiyor.Benim Ağırıma gidiyor.

Ben ülkemi seviyorum. Bayrağımı seviyorum. Bayrağımın onuru her şeyin üstündedir. Canımın da üstündedir.

Cemal Kaşıkçı tepkisi

Neden gerekeni yapmıyorsun? Bir gazeteci senin ülkende nasıl öldürülür? Ses kayıtları var deniyor.

Yorum Yaz

Yorumunuz alındı!

Yorumunuz başarıyla kaydedilmiştir ve onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

İsim gerekli!

Mesajınızı yazınız!

Henüz yorum yapılmamıştır.
  Setlerde rol gereği yaşadıkları aşkları gerçek hayata taşıyan ünlüler
Setlerde rol gereği yaşadıkları aşkları gerçek hayata taşıyan ünlüler