Dünyanın en tuhaf ölümleri ve intiharları!
Ölüm Allah'ın emri! Ancak öyle ölümler var ki insan buna çok şaşırıyor. İşte o ölümlerden bazıları...
Canlı yayında intihar etti: Christine Chubbuck, canlı televizyon yayını sırasında intihar eden ilk ve tek televizyon muhabiri ünvanına sahip. 15 Temmuz 1974'te, yayının 8. dakikasında Chubbuck çıkardığı tabanca ile kendisini vurarak intihar etmişti.
Patlayıcı kolye takıp, intihar etti: Tarih boyunca insanlar bir çok inanılmaz sebepten dolayı hayatlarını kaybettiler. Resimde gördüğünüz "kolye", bu ölüm sebeplerinden sadece biri. Hikayesini kısaca özetlemek gerekirse, bu kolye ucunda patlayıcı maddeyle bir adamın boynunda duruyordu.
Boynuna takılan patlayıcı kolye canını aldı: 28 Ağustos 2003 günü, bir pizza dağıtıcısı, baston görünümü verilmiş tüfekle banka soymaya kalkıştı. Polis tarafından yakalanan zanlı, Brian Wells, soyguna daha önce pizza bırakmak için gittiği evdekilerin zorlamasıyla kalkıştığını söyledi. Ucunda patlayıcı madde bulunan bir kolye, Wells'in boynuna takılmıştı. Bomba imha uzmanları kolyeye müdahale edemeden önce kolye infilak etti ve Brian Wells'in ölümüne neden oldu. 2007 yılına dek sırrını koruyan bu dava, artık çözüldü. Temmuz 2007'de yetkililer, Wells'in suçuna ortak olan 3 kişi olduğunu açıkladılar. Bunlardan ikisi suçlu bulunurken, diğerleri aleyhinde ifade veren 3. zanlı suçlu bulunmadı. Yapılan açıklamalara göre, Wells, boynuna takılacak bombanın gerçek olmadığını sanıyordu. Son anda bombanın gerçek olduğunu öğrenince vazgeçmeye çalıştı ancak suç ortakları kolyeyi silah zoruyla boynuna taktılar ve sonrasında tanık kalmaması için Wells'in boynundaki kolyeyi uzaktan kumanda ile patlattılar.
Kasasını tekmelerken oluşan yaralar enfeksiyondan öldürdü: Meşhur Tenessee'li viski üreticisi Jack Daniel, 1911 yılında bir gün işe erken gelmeye karar verir. Ofisinde kasasını açmaya çalışan Daniel, şifreyi hatırlayamaz, sinirlenir, kasasına bir tekme atar ve parmaklarını yaralar... Bu yaralar bir süre sonra enfeksiyona dönüşerek, Jack Daniel'in ölümüne sebep olur.
Paraşüt denemesi ölümle sonuçlandı: Fransız terzi Franz Reichelt son icadı olan "Palto-Paraşüt"ü test etmek için Eyfel Kulesi'ne çıktı. İcadı Reichelt'i yarı yolda bırakınca, Fransız terzi ölümüne atlamış oldu.
Beyzbol topu kafatasını kırdı, öldü: Ray Chapman adlı beyzbol oyuncusu, 6 Ağustos 1920'de, New York Yankees'e karşı oynarken hayatını kaybetmişti. Yankees oyuncusu Carl Mays'ın attığı top Chapman'ın kafatasını kırarak, ölümüne sebep olmuştu.
Portakal kabuğu yüzünden öldü: 1911 yılında Niagara şelalesinden bir fıçının içinde geçen 2. kişi olma ünvanını alan Bobby Leach, ölüme meydan okuyan gösterileri ile tanınıyordu. Bir gün Leach, Yeni Zellanda'da yürürken bir portakal kabuğuna basarak kaydı ve ayağını kırdı. Daha sonra ayağı kesilse de, doktorlar Leach'i kurtaramadı...
Zehir verildi, ateş edildi, sopalarla dövülüp, denize atıldı...: 1869-1916 yılları arasında yaşayan Rus Grigori Rasputin ölüm konusunda oldukça deneyim kazanmıştı. İlk olarak 10 kişiyi öldürebilecek kadar zehir verilen Rasputin, daha sonra sırtından vurulmuş, ancak tekrar kendine geldiği gelince 3 el daha ateş edilmişti. Rasputin'in hala yaşadığını gören katilleri, bu kez sopalarla onu dövmüş, daha sonra da donmuş bir nehire atmışlardı. Bu noktadan sonra Rasputin'in öldüğü tahmin ediliyor.
Eşarbı arabanın lastiğine dolanınca, boğularak öldü: "Modern dansın anası" olarak tanınan Isadora Duncan, 1927 yılında, kendisi kadar meşhur eşarbı, bindiği otomobilin lastiğine dolanınca boğularak öldü.
Gazete biriktirme takıntısı 2 kardeşi öldürdü: Evlerindeki hiçbir eşyayı atmayan ve özellikle gazeteleri biriktiren iki kardeş olan Homer ve Langley Collyer, bu takıntıları sebebiyle hayatlarını kaybettiler. 1947 yılında, polise gelen bir telefonda Collyer'lerin evinde bir ölü olduğu bildirildi. Daha sonra evi araştıran polis, Homer Collyer'in cesedini buldu, ancak kardeşi Langley hiçbir yerde görünmüyordu. 2 hafta sonra, evden yaklaşık 100 tonluk çöp çıkarıldıktan sonra durum açıklığa kavuştu. Langley, gazete yığınlarının altından sürünerek felçli kardeşine yemek götürmeye çalışırken kendi kurduğu bir bubi tuzağına yakalanarak ölmüş, kardeşi de bir kaç gün sonra açlıktan hayatını kaybetmişti.
Komedyen gösteri sırasında "yüz üstü bırakmayacağım" diyip sahneye uzandı bir daha kalkamadı: 1924-1987 yılları arasında yaşayan komedyen Dick Shawn, bir gösterisi sırasında politikacıları taklit ederken "sizi yüz üstü bırakmayacağım" dedikten sonra, sahneye yüzüstü uzanmıştı. Önce bunu gösterinin bir parçası sanılmış, bir süre sonra Shawn ayağa kalkmayınca tiyatro çalışanları devreye girip, Shawn'ın öldüğünü açıklamışlardı.
100 yaşına kadar yaşarım diyen sağlıklı yaşam savunucusu, kalp krizinden öldü: Jerome Irving Rodale, sağlıklı yemek fikrinin savunucularındandı. Çılgın bir taksi şöförü tarafından ezilmediğim sürece 100 yaşına kadar yaşarım diyen Rodale, 72 yaşında katıldığı bir talk şov programında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti.
Kusarken hayatını kaybetti: Tuvalette ölen bir çok insan olsa da, en meşhurları hiç şüphesiz Elvis Presley'dir. Rock'n Roll kralı Presley, banyosunda kusarken hayatını kaybetmişti. Doktorlar yaptıkları incelemede "Kral"ın ölüm nedeninin aşırı kilo ve ilaç kullanımına bağlı kalp krizi olduğunu tespit etmişlerdi.
Film çekimleri sırasında arızalanan helikopter pervaneleri paramparça etti: Aktör Vic Morrow, Twilight Zone: The Movie filminin çekimleri sırasında özel efekt patlamalarının çekimde kullanılan helikopteri kontrolden çıkarmasıyla, helikopter pervanelerince parçalanmıştı. Korkunç olayda iki de çocuk aktör hayatını kaybetmişti.
İnek pisliğine basıp ayağı kaydı, düşmemek için tutunduğu elektrik kablosu yüzünden öldü: 1991 yılında, 57 yaşındaki Tayvanlı Yooket Paen, çiftliğinde yürürken bastığı bir inek pisliği yüzünden ayağı kaydı, düşmemek için tutunduğu elektrik kablosundan cereyana kapılarak hayatını kaybetti. Bu trajik olayı komşulara göstermek isteyen 52 yaşındaki kardeşi Yooket Pan, aynı şekilde düşer gibi yapıp, elektrik kablosuna tutununca, aynı şekilde hayatını kaybetti.
Ateş ettiği devasa kaktüs üzerine devrildi: 1982 yılında, 27 yaşındaki David Grundman, ateş ettiği devasa kaktüsten kopan parçanın altında kalarak ölmüştü.
Fazla ve bilinçsiz yemekten öldü: İsveç Kralı Adolf Frederick, yemeklere düşkünlüğü ile meşhurdu. Frederick, 1771 yılında, 61 yaşındayken bir öğünde yediği, ıstakoz, lahana turşusu, havyar, lahana çorbası, ringa balığı, şampanya ve tam 14 porsiyon favori tatlısı olan semla yedikten sonra sindirim problemleri sebebiyle ölmüştü.
İçki tıpası boğazına kaçtı: Amerikalı oyun yazarı Tennessee Williams, 1983 yılında içki içtiği şişenin tıpasının boğazına kaçmasıyla boğularak ölmüştü.
Televizyon kablosunu takmaya çalışan küçük kız kitaplığın arkasına sıkışıp, öldü: 2006 yılında Mariesa Weber'in ailesi, kızlarının kaybolduğu iddiasıyla polise başvurdu. İki hafta sonra, Weber'in cesedi, evdeki kitaplığın arkasında, başaşağı sıkışmış halde bulundu. Weber'in televizyon kablosunu takmaya çalışırken düştüğü tahmin ediliyor.
Bir robotun öldürdüğü ilk insan: Robert Williams, "bir robot tarafından öldürülen ilk insan" ünvanının sahibi. Williams, 25 Ocak 1979 yılında, Ford fabrikasında çalışırken bozulan bir robot kolunu onarmaya çalışırken, tekrar çalışır hale gelen kolun kafasına vurduğu darbe ile hayatını kaybetti. Robotlar tarafından öldürülen ikinci insan ise Kenji Urada adlı Japon mühendisti. Kenji, Kawasaki fabrikasında, onarmaya çalıştığı bir robotun mekanik kolu tarafından öğütme makinesine itilerek ölmüştü.
Göbek vuruşu sonrası kalp krizi geçirip, hayatını kaybetti: İngiliz profesyonel güreşçi Mal "King Kong" Kirk, 1987 yılının Ağustos ayındaki maçın son dakikalarında, rakibi Shirley "Big Daddy" Crabtree'nin "Göbek Vuruşu" hareketi sonucu hayatını kaybetmişti. Crabtree'nin, "Göbek vuruşu" yukarı aşağı zıplayarak, göbeğini rakibine vurması hareketinin adıydı. Kirk, aldığı darbenin ardından kalp krizi geçirerek hayata veda etti.
Kurduğu devasa şemsiyeler ölümlere sebep oldu: Christo ve Jeanne-Claude adlı iki sanatçı, 1991 yılında California ve Japonya'ya dev şemsiyeler kurmuşlardı. 6 metre yüksekliğinde ve 8.7 metre genişliğindeki bu şemsiyelerden biri, kurulduktan iki ay sonra, şiddetli rüzgarın etkisiyle yerinden çıkıp, Lori Rae Keevil-Mathews adlı 33 yaşındaki bir turistin üzerine devrilerek ölümüne neden olmuştu. Olay sonrası şemsiyeler hemen toplanmaya başlanmış, ancak Japonya'daki şemsiyelerin sökülmesi sırasında vinç operatörü Masaaki Nakamura, vincinin kolu 65.000 voltluk gerilim hattına takılınca hayatını kaybetmişti.
Vatoz balığı sokması sonrası öldü: 2006 yılında, ünlü Avustralyalı vahşi yaşam uzmanı, "timsah avcısı" Steve Irwin, bir vatoz balığının iğnesiyle onu kalbinden sokması sonucu hayatını kaybetti.
Nehirdeki yansımasına sarılacak diye boğularak öldü: 8. yüzyılda yaşadığı düşünülen Çinli şair Li Po, Ay'ın, Yangtze Nehri'ndeki yansımasını kucaklamaya çalışırken boğularak ölmüştü.
Motoruyla ot taşıyan adam koyunların saldırısına uğradı, 30 metrelik çukura düşen motorun altında kalıp öldü.: 67 yaşındaki İngiliz Betty Stobbs, 1999 yılında koyunlarını beslemek amacıyla motorsikletinin arkasına bir balya ot bağladı. Ancak koyunları çok aç olsa gerek, balyaya birden saldırarak, Stobbs'un 30 metrelik taş ocağı çukuruna düşmesine sebep oldular. Stobbs bu düşüşten sağ kurtulsa da, üzerine düşen motorsikletinden kaçamayınca hayatını kaybetti.
20 yıldır kayıp yatın içinde mumyalanmış ceseti bulundu: Filipinler açıklarında 20 yıldır kayıp bir yatta mumyalaşmış ceset bulundu.
59 yaşındaki macerasever Alman Manfred Fritz Bajorat'ın cesedi Filipin açıklarında terk edilmiş yatta balıkçılar tarafından bulundu.
Bajorat'ın cesedi masa başında elinde telsizle bulundu. Talihsiz adamın kurtarılmak için acil yardım çağrısı yapmakta olduğu tahmin ediliyor.
SAYO adındaki yatın 20 yıldır okyanuslarda sürüklendiği belirtildi. Adamın hangi sebepten öldüğü bilinmiyor, kimlik teşhisi de yattaki evraklar sayesinde yapıldı.
Kuru okyanus rüzgarları, yüksek sıcaklık ve tuzlu havanın cesedin muhafaza edilmesini sağladığı kaydedildi
Sakalına ayağı takıldı, öldü: Avusturyalı Hans Steininger 1.4 metrelik sakalı ile meşhur olmuştu. 1567 yılında Steininger, kasabasında çıkan yangına yardıma giderken yanlışlıkla sakalına takılıp düşerek, boynu kırılarak ölmüştü.
1985 yılında, New Orleans'lı cankurtaranlar, hiç kimsenin boğulmadığı sezonu kutlamak için bir parti düzenlediler. Parti sona erdikten sonra, konuklardan 31 yaşındaki Jerome Moody, havuzun dibinde ölü bulundu. Bu duruma "kader"den daha iyi bir açıklama getirilemez herhalde, zira Moody'nin boğulduğu partide görevli olan 4 cankurtaran, partide eğlenenler arasında da 100'ün üzerinde cankurtaran bulunmaktaydı.
Allan Pinkerton, 1884 yılında bir kaldırımda yürürken kayarak dilini ısırmıştı. Bu talihsiz ısırık daha sonra enfeksiyona dönüştü ve Pinkerton'ın hayatına maloldu.
Başarılı avukat Clement Vallandigham, 1871 yılında müvekkilinin bir başkasını vurmakla suçlandığı davada, vurulan kişinin kendi kendini vurduğunu ispatlamaya çalışırken yanlışlıkla dolu tabancayı alıp, kendisini vurmuştu. Vallandigham, bu şekilde ölerek müvekkilinin beraat etmesini sağlamıştı.
1687 yılında Fransız Kralı 14. Louis huzurunda Te Deum adlı eseri çalan orkestranın şefi Jean-Baptiste Lully, ritme o kadar odaklanmıştı ki, o dönemde orkestra şeflerinin ritm vermek için yere vurdukları çubuğu ayak parmağına bütün gücüyle vurdu, ancak çalmayı durdurmadı. Ayak parmağı kangren olan Lully, parmağın kesilmesine karşı çıkınca hayatını kaybetti.
Danimarkalı astronom Tycho Brahe, 1601 yılında düzenlenen ve çok uzun süren bir ziyafette çişini tutmak zorunda kalmıştı. (Yemeğin ortasında kalkmak çok kaba bir hareket olarak yorumlanıyordu) Mesanesi gereğinden fazla dolan Brahe, bu sebeple ortaya çıkan enfeksiyon yüzünden hayatını kaybetmişti.
WEB SÜRÜMÜNE GEÇ A24 © 2024 - Yeni Medya Platformları
Tüm Hakları Saklıdır
Sayfa üretimi: 0.05