Didem Madak kimdir? Didem Madak ölüm nedeni ne? Didem Madak kızı kim?

Çağdaş Türk edebiyatında iz bırakan şairlerden Didem Madak, sosyal medyada çok sayıda kullanıcı tarafından ölümünün 8. yıl dönümünde anıldı. Peki "Benim için şiir, tehlikeyi güzelleştirme sanatıdır" diyen Didem Madak kimdir? İşte ayrıntılar...

DİDEM MADAK KİMDİR?

Didem Madak, 8 Nisan 1970 tarihinde İzmir’de dünyaya geldi. Annesi Füsun Hanım 38 yaşındayken beyin kanseri yüzünden yaşamını kaybetti. O yıllarda Didem Madak 12, kızkardeşi Işıl ise 7 yaşındaydı. Didem Madak’ın şiirlerinde annesizliğin yarattığı trajedi hissedilmektedir. Türkiye'deki ilk öğreniminin ardından, babasının diplomatik görevle gittiği Cenevre-İsviçre'de, College Calvin lisesinde orta öğretimini tamamladı.

1980-84 yılları arasında Amerika'da California State University, Long Beach Üniversitesi'nin Felsefe Bölümü'nden mezun oldu. Türkiye'ye döndükten sonra, ODTÜ'de yüksek lisansa başladı ve önce ODTÜ'de, sonra da Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. İlk şiirleri Sombahar ve Ludingirra dergilerinde yayımlandı. Grapon Kâğıtları isimli ilk kitabı İnkılap Kitabevi Şiir Ödülü'nü aldı. İngilizce ve Fransızcadan çeviriler yaptı. John Updike'ın S. adlı romanının çevirisi 1992 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından basıldı.

Şiirleri Öküz, Ludingirra ve Sombahar dergilerinde yayımlandı. İlk kitabı olan Grapon Kâğıtları İnkılap Kitabevi Şiir Ödülü’nü kazandı. 2005 yılında, eşi Timur’la evlendi ve 3 yıl sonra da annesinin adını verdiği kızı Füsun’u dünyaya getirdi.

1990 kuşağının en iyi şairleri arasında gösterilen Didem Madak 24 Temmuz 2011 tarihinde hayatını kaybetti. Cenazesi 25 Temmuz Pazartesi öğle namazından sonra Şişli Camii'nden kaldırıldı. Edirnekapı Mısır Tarlası Mezarlığına defnedildi.

Didem Madak'ın benliği ve kadın oluşu ile süre gelen sorunları vardı, kadın olarak ayakta kalmanın zorluğunu feminen duruşu ile bize şiirlerinde hep anlattı.

“…

On dört yaşındaydı ruhum bayım
Bir mermer masanın soğukluğunda yaşlandı.
Protez bacaklar taktılar ruhuma ince ve beyaz
Gıcırdaya gıcırdaya dolaştım şehri
Protez bacaklarıma bile ıslık çaldılar
O ara içimde çiçeklerden oluşmuş
bir silahsız kuvvet ablukaya alındı
Sinemalarda da “orgazm gıcırtıları” oynuyordu.
Kaçmaya çalıştım.
Olmadı.

…”