Sanatçı Cenk Tevet Della Fame Sahnesinde

Başarılı sanatçı Cenk Tevet, bu cuma Ataşehir’de bulunan Della Fame sahnesinde sahne aldı.

 

Sahne öncesi verdiği röportajda sanat dünyasına dair çarpıcı açıklamalarda bulunan Tevet, sektörde uzun yıllardır dile getirilmeyen gerçekleri gündeme taşıdı.

Yıllardır sanat camiasını kuşatan “tanıdık” lobisi, kapalı devre ilişkiler ve ekranları çevreleyen görünmez duvarların kısmen de olsa çatlamaya başladığını belirten Tevet, sadece network kurduğu ve ortamların gediklisi olduğu için ön planda tutulan isimlerin eski gücünü kaybettiğini söyledi. Aynı yüzlerle süren doymazlığın yerini, sessizce sırasını bekleyen gerçek yeteneklerin almaya başladığını ifade etti.

Sektördeki balonun kısmen patlamasıyla birlikte, projeleri yıllarca tozlu raflarda bekletilen sanatçılar için adeta bir “hak iadesi” dönemine girildiğini vurgulayan sanatçı, artık “arkası sağlam” referansların değil, eserlerin konuştuğu bir sürece doğru ilerlendiğini dile getirdi. Uzun süredir bu sistem nedeniyle doksanların şarkılarına sıkışıp kalan müzik dünyasının, yavaş da olsa yeni bir nefes almaya başladığını söyledi.

Bu dönüşümün içinden konuşan isimlerden biri olarak öne çıkan Cenk Tevet, sadece sahnedeki performansıyla değil, sanatın özüne dönüş çağrısı yapan duruşuyla da dikkat çekti. Ataşehir Della Fame sahnesinde gerçekleşen performansında izleyicilere gösteriden uzak, samimi ve sahici bir müzik gecesi sundu.

Sanat dünyasında bir değişim yaşandığını söylüyorsunuz. Siz bunu nasıl okuyorsunuz?

Cenk Tevet:

Yıllardır aynı isimleri, aynı yüzleri, aynı işleri izledik. Tanıdık, ortam ve referans sistemi sanatı boğdu. Şimdi bu duvarlar kısmen de olsa yıkılıyor. Sessiz ama gerçek bir kırılma var.

“Ahbap-çavuş devri” ifadesi çok konuşuluyor. Sizce gerçekten bitiyor mu?

Tamamen bitti demek zor ama gücünü kaybediyor. Artık sadece birilerinin arkadaşı olmak yetmiyor. İnsanlar yavaş yavaş esere bakmaya başladı.

Bu düzen sanata ne kaybettirdi?

Cesareti kaybettirdi. Yetenekli ama yalnız insanlar yıllarca kenarda kaldı. O yüzden müzik de ilerleyemedi, hep geçmişe sıkıştı.

Bugün sahneye çıkan yeni isimler için umutlu musunuz?

Umutluyum. Benim kişisel bir beklentim yok ama gençler adına seviniyorum. Gerçekten derdi olan insanlar için bir alan açılıyor.

Bu cuma Dellafame sahnesinde izleyiciyi nasıl bir performans bekliyor?

Gösterişli değil, samimi bir gece. Kendi söz ve bestelerim, yorumladığım eserler ve gitarımla anlatmak istediklerim olacak.

Sahne sizin için ne ifade ediyor?

Sahne benim için bir vitrin değil. Gösteri alanı hiç değil. Maskesiz çıkabildiğim tek yer.

Hem söz yazıyor, hem besteliyor, hem de enstrüman çalıyorsunuz. Bu sizin için neden önemli?

Çünkü hikâye bölünmemeli. Söz, müzik ve ses bir bütündür. Parçalanınca duygu da eksiliyor.

Müzikle ilişkiniz zor bir çocukluk döneminde başlamış. Bu süreci nasıl anlatırsınız?

Erken yaşta öksüz kaldım, babaannem büyüttü beni. Gitar hayatıma tam da o boşlukta girdi.

“Gitarım terapistimdir” demenizin sebebi bu mu?

Evet. Konuşamadıklarımı çaldım. Şifahen gelen bir terapi gibiydi.

Bileğinizde yazan “Müzik Tanrının Sesidir” cümlesi sizin için ne ifade ediyor?

Müziğin kutsal bir alan olduğuna inanıyorum. İnsanla hayat arasında bir bağ kuruyor.

Resim, müzik ve edebiyat…

Hepsi hayatınızda var. Bu çok yönlülük bilinçli miydi?

Hayır, kaçınılmazdı. Kendimi tek bir alana sıkıştıramadım. Hepsi birbirini besledi.

Bugün üniversitede öğretim üyesisiniz. Akademi ile sahne arasında bir çatışma oluyor mu?

Tam tersine. Akademi disiplin verir, sahne cesaret. Birbirini dengeliyor.

Dijital platformlar sanatçı için gerçekten bir fırsat mı?

Doğru kullanılırsa evet. Ama algoritmaya teslim olursanız yine aynı döngüye girersiniz.

Eserlerinizin dizi ve reklamlarda yer alması sizin için ne ifade ediyor?

Eserin hayata karışması hoşuma gidiyor. Duvarın içinden çıkıp sokağa inmesi gibi.

Bugünün genç müzisyenlerine ne söylemek istersiniz?

Ortam değil, eser biriktirsinler. Sessiz kalsalar bile üretmekten vazgeçmesinler.

“Cenk Tevet kimdir?” diye sorsak, cevabınız ne olur?

Benim cevabım hep aynı:

Okur yazar, çalar söylerim.

 

Cenk Tevet Kimdir?

İstanbul’da dünyaya gelen Cenk Tevet, çocukluğunu “Eski İstanbul” olarak tanımladığı kültürel hafızası güçlü bir şehirde geçirdi. Aslen Karadenizlidir. Erken yaşta öksüz kalmasının ardından babaannesi tarafından büyütüldü.

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan Tevet, eğitimine Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde devam etti. Hâlen üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

Yaklaşık 30 yıldır müzik, resim ve edebiyatla iç içe bir üretim hayatı sürdüren sanatçı; dijital platformlarda hem kendi söz ve müziklerini hem de farklı bestecilerin eserlerini yorumladı. Şarkıları dizi ve reklam projelerinde yer aldı.

Türkiye ve dünya çapında birçok önemli isme gitarist olarak sahnede eşlik eden Tevet, aynı zamanda dijital bir gazetede köşe yazarlığı yapmaktadır.