Kocaeli PS: Para politikaları piyasaları zorlamaya devam ediyor

SteelOrbis Piyasa Sohbetleri toplantısında, Türkiye’de ve dünyada çelik sektörünün genel durumu ele alındı.

24 Eylül Salı günü Yıldız Demir Çelik’in ana sponsorluğunda Kocaeli, Wellborn Luxury Hotel’ de 500’ e yakın katılımcıyla gerçekleşen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri toplantısında Türkiye’de ve dünyada çelik sektörünün genel durumu ele alındı. Toplantının diğer sponsorları ise Duferco Çelik, Ağır Haddecilik, Artımet Uluslararası Gözetim, DFC Demir Çelik, Gökmetal Çelik Sanayi, Kılıç Grup, Sezgintaş A.Ş., Soybaş Demir Çelik, Sumiko Steel ve Yametaş oldu.

Açılış konuşmasının ardından söz alan Yıldız Demir Çelik Pazarlama Müdürü Reyhan Öztürk, Yıldız Demir Çelik’in 2016 yılında kuruluşundan itibaren şu ana kadar ne gibi çalışmalar yaptığı ve çelik sektöründe hangi konuma geldiğini paylaştı ve dünyada çelik sektörünün son durumuna dair yorumlarda bulundu. 2023 yılında küresel çapta çelik sektörünün %78 kapasite kullanım oranıyla çalıştığını söyleyen Öztürk, Türkiye’nin %59 kapasite kullanım oranı ile dünya ortalamasının altında kaldığına dikkat çekti. Öztürk, dünya ham çelik kapasitesinin halihazırda yapımı devam eden kapasiteler ve yeni yatırımlarla birlikte 2026 yılına kadar 2,5 milyar mt seviyesine çıkacağını, bu durumun sektörde endişeye yol açmasının en büyük sebebinin ise Çin’in görünür çelik tüketiminin 2035 yılına kadar 820 milyon mt seviyesine gerileyeceğine yönelik beklentiler olduğunu söyledi. Türkiye’de ithalat ve ihracat rakamlarına yönelik veriler sunan Öztürk, “Dış ticarette yaşanan zorluklar ve tüm dünyayı etkileyen bazı faktörler mevcut. Bunlar, şu anda Avrupa Birliği’nin uygulamakta olduğu antidamping vergileri ve kota uygulamaları, ABD’nin uyguladığı 232. Madde önlemleri, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Avrupa ve ABD’nin Rus menşeli ürünlere getirdiği yaptırımlar, merkez bankalarının sıkı para politikaları, yüksek enflasyon, yüksek borçlanma maliyetleri, İsrail-Filistin savaşıyla birlikte artan petrol fiyatları ve buna bağlı olarak yükselen navlun maliyetleri, Kızıldeniz’de yaşanan güvenlik sorunları nedeniyle bozulan tedarik zinciri ve akabinde uzayan sevkiyat süreleri ile son olarak da karbon emisyonlarıyla ilgili getirilen yasal düzenlemeler,” ifadelerini kullanarak içinden geçtiğimiz dönemde çelik sektörünü etkileyen olumsuzlukları sıraladı. Öztürk’e göre yeni karbon düzenlemeleriyle birlikte karşı karşıya kalınan sorunlar arasında teknolojik bilgilerin, hammadde kaynaklarının ve talebin sınırlı, yatırım maliyetlerinin ise yüksek olması ve fiyatların yukarı yönlü hareket etmesi yer alıyor.

Mesut Özdöl moderatörlüğünde gerçekleşen panelde konuşan Yıldız Demir Çelik Yurt İçi Ticari Satış Müdürü Vedat Acar, ihracat, üretim ve satışlar açısından olumlu işaretler görülse de kârlılık açısından Türkiye’nin çok iç açıcı bir performans göstermediğini ifade etti. “Bunun arkasındaki nedenlerden ilk akla gelen Çin’deki devasa kapasiteler. Çin bu kapasiteleri doldurmakta güçlük çektiği için fiyatlara aşağı yönlü baskı uygulanıyor. Batı’da ise sıkı para ve faiz politikalarıyla baskılanan bir talep olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte Orta Doğu’daki ve Rusya’daki siyasi istikrarsızlık bizi zorluyor,” ifadeleriyle Türkiye çelik sektörünün yaşadığı sorunlara değinen Acar, en önemli sorunun geçtiğimiz yıl itibarıyla başlayan sıkı para politikaları ve faiz artırımı olduğunu belirtti. Acar, faiz artışlarının yapıldığı bu dönemde finansmana ulaşmanın zorlaştığını ve yurt içinde talebin önemli ölçüde daraldığını ancak ihracat ekiplerinin var olan talebi doğru yönetmesiyle beraber Yıldız Demir Çelik olarak yurt içindeki talep daralmasını daha az hissettiklerini söyledi. Yılın ilk yarısında bekledikleri tonajlara ulaşabildiklerini söyleyen Acar, bazı olumlu verilere rağmen Türk çelik piyasasında tam anlamıyla bir ferahlık hissedemediğini belirtti. Özdöl’ün Türkiye’deki üretim kapasitelerine yönelik sorusuna cevaben yapılan yüksek kapasite yatırımları konusunda karamsar olunmaması gerektiğini ifade eden Acar, FED’in aldığı faiz düşürme kararının ardından Avrupa ve ABD’de talebin artması ve Orta Doğu’daki siyasi istikrarsızlığın ortadan kalkmasıyla birlikte şu anda atıl kabul edilen kapasitelerin bir anda dolabileceğini söyledi. Beko Satın Alma Kategori Müdürü Bayçu Ongunyurt, son kullanıcı sektörleri temsilen yaptığı konuşmada talebin hem yurt içinde hem de Avrupa’da daralmasıyla birlikte üretimi finanse etme maliyetlerindeki artış, ekonomik belirsizlikler ve tüketici tarafındaki davranış değişikliklerinin beyaz eşya üreticilerini büyük ölçüde etkilediğini söyledi. Ongunyurt, Çin iç piyasasındaki daralmadan dolayı çelik sektöründe görüldüğü gibi beyaz eşya sektöründe de Çin’in agresif fiyat politikası izlediğinin altını çizdi. Çin’deki arz-talep uyuşmazlığı ve kapasite kullanım oranlarındaki değişkenliğin fiyatların dalgalanmasına neden olduğunu ve beyaz eşya sektöründe rekabeti zorlaştırdığını ifade eden Ongunyurt, beyaz eşya üretim maliyetleri Çin’e kıyasla en az %20 daha fazla olduğu için beyaz eşya üreticilerinin bazı hammadde gruplarında ithalata yöneldiğini, ancak Türkiye, Mısır ve Afrika gibi piyasalarda fiyat değişimlerini dikkate alarak faaliyet göstermeye devam ettiklerini söyledi.

Gökmetal Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Demiruz’a göre Türk piyasa oyuncularının çoğu satışların kötü bir seviyede olduğunu düşünmezken kârın çok düşük olduğunu ifade ediyor. Kapasitelerin artmasıyla ilgili olarak Türkiye’de yassı mamul üretiminin 13,8 milyon mt seviyesine çıktığının altını çizen Demiruz, Avrupa ile ticari ilişkilerin iyileşeceği beklendiğinden ve yassı çelik tüketiminin yoğun olduğu bölgelere olan yakınlıktan dolayı mevcut kapasitelerin gelecek dönemde bir tehdit oluşturmayacağını düşündüğünü belirtti. “5-6 yıl önce alınan yatırım kararları, Avrupa’nın Türkiye’ye karşı korumacılık önlemleri uygulamadığı yıllarda alınmış kararlardı. Dünyada yayılan korumacılık önemleriyle birlikte yeni yatırımları bu bağlamda bir tehlike olarak görmüyorum,” şeklinde konuşan Demiruz, enflasyonun yüksek olduğu yıllarda faizler yüksek tutulduğu için çelik sektörünün birkaç ay daha sorun yaşayacağını, sonraki dönemde ise sektörün normal dinamiklerine geri dönmesini umduğunu ifade etti.

Panelin ardından bankacı ve finans yazarı Kerim Rota, küresel piyasalar ve Türkiye ekonomisini ele aldığı sunumda küresel piyasaların ABD Merkez Bankası’nın aldığı son kararlardan nasıl etkilendiği ve küresel alandaki gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerine dair konuştu. Rota, Türkiye’nin geçtiğimiz yıllarda uyguladığı para politikalarının ne ölçüde işe yaradığına dair görüşlerini aktarırken ülke ekonomisinin geleceğine dair tahminlerini katılımcılarla paylaştı.