Gazeteciler Cemiyeti'nden yapılan yazılı basın açıklaması:

Gazeteciler Cemiyeti'nden yapılan yazılı basın açıklaması:

Bilgin: "Türkiye’nin saygınlığını yıpratan bir süreçten geçiyoruz."

  • MEDYA / 21.03.2025 Saat: 15:00

Gazeteciler Cemiyeti (GC) Başkanı Nazmi Bilgin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 100’den fazla iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve gazetecinin gözaltına alınmasını büyük bir endişeyle karşıladıklarını belirtti. Bu gelişmelerin yalnızca hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisine ve uluslararası itibarına da olumsuz etkileri olduğu uyarısında bulundu. Ülkenin saygınlığını yıpratan bir süreçten geçildiğini kaydeden Bilgin, “Hukukun üstünlüğü her zaman, herkese gereklidir. Unutmamamız lazım” dedi.

“Seçilmişe müdahale, halk iradesine ve hukuka saygıyı zedeler”

Bilgin, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının seçim sürecine doğrudan müdahale anlamına geldiğini belirterek, yargının siyasallaşmasının yalnızca siyasi değil, toplumsal ve ekonomik açıdan da ciddi sonuçlar doğurduğuna dikkat çekti.

“Seçilmiş bir belediye başkanının yargı süreciyle görevden uzaklaştırılması, halk iradesine yönelik soru işaretleri doğurur. Türkiye’nin Avrupa güvenliği açısından artan stratejik önemi, insan hakları ve demokrasi ilkelerinin göz ardı edilmesine gerekçe olamaz. Demokrasi, halkın iradesine saygıyı gerektirir.”

Bilgin, gözaltı dalgasının boyutuna da dikkat çekerek, siyaset, akademi ve medya dünyasının yanı sıra önde gelen iş insanlarının da hedef alınmasının ciddi bir endişe kaynağı olduğunu ifade etti.

“Siyasetçilerden akademisyenlere, gazetecilerden iş dünyasının temsilcilerine kadar geniş bir kesimi kapsayan bu gözaltılar, Türkiye’de hukukun üstünlüğüne dair kaygıları artırmaktadır. Bu tür uygulamalar, yalnızca bireyleri değil, toplumun tüm kesimlerini tedirgin etmektedir.”

Bilgin ayrıca, İstanbul Üniversitesi’nin, Ekrem İmamoğlu’na 35 yıl önce verdiği diplomanın ‘yok hükmünde’ ilan edilmesini de değerlendirdi.

“Bu karar, hukuki temelden yoksun, yetki aşımı niteliğinde ve akademik bağımsızlığa gölge düşüren bir girişimdir. Akademik bir kurumun geçmişte verdiği ve resmî olarak geçerli bir diplomayı yok sayması, yalnızca bir kişinin siyasi geleceğini etkilemekle kalmaz, Türkiye’de yükseköğretim sisteminin güvenilirliğini de sarsar.”

“Ekonomi böyle durumları sevmez”

Bilgin, yaşanan olayların yalnızca siyasi değil, ekonomik açıdan da ciddi sonuçları olduğunu vurgulayarak, Türk lirasının değerinde Merkez Bankası’nın müdahale etmek zorunda kalacağı kadar hızlı bir düşüş yaşandığını belirtti.

“Ekonomi böyle gelişmeleri sevmez. Belirsizlik ve güven kaybına karşı son derece hassastır. Son günlerde yaşananlar piyasalarda ciddi dalgalanmalara neden olmuş, Türk lirasının değerinde kayda değer bir düşüş yaşanmıştır. Bu durum halkta da büyük bir kaygı yaratmaktadır.”

Bilgin ayrıca, on binlerce vatandaşın, tüm engellemelere rağmen başta İstanbul Saraçhane Meydanı olmak üzere büyük şehirlerde protesto gösterilerine katılmasının, halkın bu gelişmeleri onaylamadığının açık bir göstergesi olduğunu dile getirdi.

“Türkiye’deki demokratik olgunluk, halkın iradesini ifade etme kararlılığı ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. On binlerce vatandaşımızın sokaklara çıkması, halkın bu tür gelişmelere duyarsız kalmadığını ve demokratik haklarına sahip çıkma bilincinin güçlü olduğunu göstermektedir.”

“Basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü korunmalıdır”

Bilgin, basına yönelik baskıların da arttığına dikkat çekerek, özellikle Halk TV’ye yönelik operasyonları, gazetecilerin tutuklanmasını ve medya yöneticilerine uygulanan yaptırımları eleştirdi.

“Gazeteci İsmail Saymaz’ın gözaltına alınması, Ece Üner’e adli kontrol ve yurtdışı yasağı kararı verilmesi, Halk TV’ye yapılan operasyon ve Genel Yayın Yönetmeninin tutuklanıp ilk duruşmaya kadar hapiste tutulması, Türkiye’de gazeteciliğin daha da baskı altına alınmaya çalışıldığını gösteriyor. Medyaya yönelik bu operasyonlar, ‘haberin cezalandırılması’ ve ‘habercinin görevini yapmaktan caydırılması’ amacını taşıyor. Ancak bu tür girişimler sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Gerçekleri yazmak suç değildir, basını susturmaya çalışmak ise demokratik toplumlarla bağdaşmaz.”

Bilgin, Türkiye’nin uluslararası alandaki imajının, yaşanan gelişmelerden olumsuz etkilendiğine de dikkat çekti. “Türkiye, güçlü demokrasi geleneği ve köklü devlet anlayışıyla uluslararası toplumda saygın bir konuma sahiptir. Ancak son gelişmeler, ülkemizin dış dünyadaki algısını zedelemekte ve uluslararası yatırımcıların, diplomatik çevrelerin ve insan hakları örgütlerinin kaygılarını artırmaktadır. Türkiye’nin hak ettiği saygın konumunu koruyabilmesi için demokratik süreçlerin ve hukukun üstünlüğünün güvence altına alınması hayati önem taşımaktadır.”

“Demokrasi ve hukukun üstünlüğü için mücadele sürecek”

Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti’nin demokrasiyi, basın özgürlüğünü ve hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğini belirterek, Türkiye’nin demokrasiye, özgürlüklere ve hukukun üstünlüğüne bağlı kalmasının, geleceğini güvence altına almak için temel bir gereklilik olduğunu ifade etti.

Bilgin, “Seçilmişlere, basına, akademiye ve iş dünyasına yönelik bu baskılar, Türkiye’yi uluslararası alanda giderek daha izole hale getirmektedir. Türkiye’nin geleceği, halkın iradesine saygı duyulan bir hukuk düzeniyle güvence altına alınmalıdır” dedi.

Gazeteciler Cemiyeti