Aon'dan şirketlerin yan haklar uygulamalarına ışık tutan çarpıcı araştırma
Aon'un Küresel Yan Haklar Trendleri Araştırması'na göre günümüzde yan haklar sunan veya sunmayı planlayan çok uluslu şirketlerin yaklaşık dörtte üçü dört ana alana odaklanıyor: Hayat sigortası, çalışan yardım programları, annelik izni ve babalık izni. Çalışmaya göre, küresel çapta bir çalışana yapılan asgari hayat sigortası kapsamı genel olarak çalışanın aldığı yıllık maaşın bir ila iki katı oluyor. Çalışan yardım programlarında ise çalışan başına ortalama beş seans destek veriliyor. Doğum izni ise ortalama 16-20 hafta, babalık izni 6 hafta ve ebeveynlik izni 12 hafta.
İnsan Sermayesi konusunda analitik verilerden faydalanarak 120'den fazla ülkede müşterilerine hizmet veren Aon, Küresel Yan Haklar Trendleri Araştırması'nı yayımladı. Küresel çapta yapılan araştırma, yan haklar alanında uzman kişilerin görüşleri alınarak hazırlandı. Dünyanın dört bir yanındaki çok uluslu şirketlerde, yan hakları şekillendiren trendleri ortaya çıkarmayı amaçlayan araştırma kapsamında şirketlerdeki yan haklar profesyonellerinin rolleri, sorumlulukları ve bu trendlere bakış açıları da mercek altına alındı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Aon Türkiye Eş CEO'su Selda Oknas Tanbay, “En iyi performans sergileyen şirketler en iyi yetenekleri işe alanlardır. Ancak günümüzde yeteneği çekmek kadar tutundurmak da İnsan Kaynakları alanındaki en temel konulardan biri. Global ölçekte yürütülen bu araştırmamız da en iyi yetenekleri çekme ve elde tutmanın şirketlerin karşılaştığı en önemli zorluklar arasında olduğunu gösteriyor. Şirketlerin adaylara ve çalışanlarına maaş gibi temel hakların yanında yan haklar alanında da fırsatlar sunması bu zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı oluyor. Bu araştırmamızla şirketlerin yan haklar alanında neler yapabileceklerine dair yol haritası çizmelerine yardımcı olmayı amaçladık. Her zaman olduğu gibi, Aon'un yan haklar alanında uzman danışmanları sektördeki en iyi uygulamaları paylaşmaya ve en iyi kararları almak üzere yardımcı olmaya devam edecek.” dedi.
Araştırmaya göre küresel şirketlerde yan haklar alanındaki çalışmalara şu dört trend yön veriyor:
1- Küresel yan haklar hızlı bir dönüşümden geçiyor
Küresel yan haklar uzmanının rolü daha stratejik ve kurumsal hedeflerle daha uyumlu hale geliyor. Araştırmaya göre uluslararası şirketlerde küresel stratejilerin tutarlı bir şekilde uygulanması halen bir zorluk teşkil etse de en önemli küresel öncelik, yan haklar programlarının uyumluluğunun ve rekabetçiliğinin sağlanması olarak öne çıkıyor. Hatta araştırmaya katılanların yüzde 89'u bunun şu an öncelikleri olduğunu belirtiyor. Her üç şirketten biri şu anda yan haklar stratejisini gözden geçiriyor. Buna karşın stratejiler yeterince bütüncül değil. Örneğin yan hakların yüzde 96'sı risk ve sağlığı içerirken sadece yüzde 74'ü emekliliği içeriyor.
Mevzuatlara uyum konusu da bu dönüşümün önemli bir ayağını oluşturuyor. Araştırmada yer alan küresel yan haklar profesyonellerinin yüzde 35'i uyumun görevlerinin temel hedeflerinden biri olduğunu söylüyor. Katılımcıların yarısından fazlası programların uyumluluğunu sağlamak için yerel pazarlara güveniyor. Buna karşın her üç kişiden yalnızca biri düzenli uyumluluk denetimleri gerçekleştiriyor. Stratejinin yerel düzeye indirilmesi söz konusu olduğunda, şirketler hala yan hakların yönetimi konusunda zorluklar yaşıyor. Yine de şirketlerin yüzde 85'i merkezi bir yönetim çerçevesine sahip olduklarını söylüyor.
2 – Şirkete değer katan yan haklar yatırımlarına önem veriliyor
Maliyetlerin arttığı bir çağda küresel yan haklar uzmanları, şirketlerin yan haklar harcamalarından en iyi şekilde yararlanmaları, işletmeye ve çalışanlara değer katan programlara yatırım yapmaları için çalışıyor. Bu yatırımlar konusunda neredeyse her üç şirketten biri, alternatif küresel yan haklar finansman düzenlemelerini aktif olarak değerlendiriyor. Şirketlerin yüzde 67'si de nihai finansman kararlarını yerel piyasalara bıraktıklarını söylüyor.
Şirketler, maliyetlerin artışına neden olan faktörleri belirlemek için bütünsel verileri kullanmaya dikkat ediyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bu strateji köklü şirketler tarafından genel pazardan daha fazla benimseniyor. Verilere erişim hala bir zorluk teşkil etse de bu görevi kolaylaştırmak için küresel finansman düzenlemelerinden yararlanılıyor. Örneğin küresel sigortalama yapan veya çok uluslu havuzlar oluşturan şirketlerin yaklaşık yüzde 60'ı bu verilere erişebildiklerini belirtiyor.
3- Asgari yan haklar standartları yeni normal olacak
Araştırmaya göre şirketler çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık ve aidiyet (Diversity, Equity, Inclusion, Belonging-DEIB), çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG), genel refah ve işin geleceği gibi stratejik konuları desteklemek için yan haklar programlarında küresel asgari standartlar oluşturuyor. Bu tür programların küresel çapta yaygınlığının önümüzdeki iki yıl içinde iki katına çıkması bekleniyor. Şu anda küresel asgari yan haklar sunan veya sunmayı planlayan çok uluslu şirketlerin (ankete katılan tüm şirketlerin yüzde 43'ü) neredeyse dörtte üçü dört ana alana odaklanıyor: Hayat sigortası, çalışan yardım programları, annelik izni ve babalık izni.
Köklü kuruluşların yatarak tedavi ve ruh sağlığı yardımları konusunda asgari standartlar getirme olasılığı daha yüksek görülüyor. Çalışmaya göre, küresel çapta bir çalışana yapılan asgari hayat sigortası kapsamı genel olarak çalışanın aldığı yıllık maaşın bir ila iki katı oluyor. Çalışan yardım programlarında ise çalışan başına ortalama beş seans destek veriliyor. Doğum izni ise ortalama 16-20 hafta, babalık izni 6 hafta ve ebeveynlik izni 12 hafta.
4- Yan haklar iletişimi büyük potansiyel barındırıyor
Özgün bir yan haklar içeriği oluşturmak ve yatırımlarından maksimum getiri sağlamak için şirketler, yan haklar uzmanlarından yaratıcı olmalarını ve çalışanlar arasında farkındalık ve heyecan yaratmalarını istiyor. Bu yaklaşım kritik bir stratejik öncelik olmasına rağmen ilginç bir şekilde, yalnızca yüzde 38'i çalışanlar tarafından yan haklara yüksek değer verilmesini sağlamanın küresel yan haklar uzmanları için temel bir hedef olduğunu belirtiyor. Şirketlerin de sadece yüzde 33'ü küresel planlarına iletişimle ilgili yönergeleri dâhil ediyor.
Öte yandan intranet sistemleri, e-postalar, yan haklar kitapçıkları, yüz yüze toplantılar ve kâğıt üzerinden iletişimler günümüzde hala en yaygın kurum içi iletişim araçları olarak kullanılıyor. Yan haklar uygulamaları, sanal toplantılar, görüntülü mesajlaşma ve diğer dijital çözümler tam olarak kullanılmıyor. Küresel ölçekte çalışan deneyiminin dijitalleştirilmesi, katılımcıların yalnızca yüzde 40'ı için ilk beş öncelik arasında yer alıyor.
Yorum Yaz
Yorumunuz alındı!
Yorumunuz başarıyla kaydedilmiştir ve onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.