Recep Ali AKSOYLU

OLMADAN OLMUŞUN YÜKLEYECEĞİ RİSKE DİKKAT

24.05.2018 14:46
Ev Tekstili sektörünün önemli markalarından birinin Genel Müdürüyüm. Önde desinatör hanım, ardında satış ve pazarlamadan birkaç arkadaş daha odama geldiler. Bu hafta sonu başlayacak markalar arası bowling turnuvasına katılmayı düşünüyoruz.

 Markamızı doğru temsil edebileceksek harika olur, var mı bizde iyi bowling oynayan.
Daha önce deneyimi olan arkadaşlar var aramızda, iddialıyız.
İyi, katılın o zaman, başarılar diliyorum.

Efendim, katılacağız katılmasına da sizin de takımda olmanızı istiyoruz.
İyi de ben daha önce hiç bowling oynamadım ama.
O kısmı kolay, ısınma saatinde gösteririz size.
Peki, müsabaka gün ve saatini hatırlatırsınız bana.

Efendim tamam da, turnuvaya katılım ücreti olarak şu kadar TL yatırmamız gerekiyor.
Mesele anlaşılmıştı, bizimkilerin amacı beni takımda görmek değil de, turnuva katılım bedelini şirkete ödettirmekti. Gülümsedim.
Turnuva, Beyoğlu’nda bir salondaydı. Tekstil şirketi olmanın avantajıyla ekip güzelde bir forma hazırlamıştı, bana da giydirdiler. Resmi atışlar başlamadan ısınma saatinde hangi topla atış yapmamın doğru olduğunu, topu nasıl tutacağımı, nasıl ayak pozisyonu alıp elimden çıkaracağımı gösterdiler. Deneme atışları yaptırdılar.
Turnuva atışları başladı, müthişim. Fevkalade doğru atıyor, hatta arada Strike (oyuncunun bir atışta bütün pinleri devirmesi) bile yapıyorum. Bizim ekip benim ilk kez oynadığımdan şüpheli ve o turda 24 takımın 96 oyuncusu arasında en yüksek skor sıralamasında 7.olmuşum. Takım olarak da finaldeyiz.
Final günü berbat atışlarım var, saçmalıyorum resmen. Çünkü ben artık “oldum” deyip usta oyuncular gibi topa falso verip atış yapmaya çalıştıkça batıyorum.
Sonuç, ilk günkü skorumun yarısını finalde ancak geçebilmişim.
Aldığım ders de henüz hamken olgunlaştığını sanmanın ve de yeterince ehil olmadan fanteziye, büyük başarılara, derecelere kalkışmanın, hamleler denemenin büyük oranda hüsranla sonuçlanacağı olmuştu.

Uzun bir giriş, hatta tek başına bir yazı oldu buraya kadar yazdıklarım ama devam edeceğim. Edeceğim çünkü tüm sezon boyu izleyebildiğim müsabakalarda saha kenarında ki tavırları ve sezon sonu takımın başarısının tescillenmesinden sonra basında sıkça yer alan şişkin egolu demeçlerini okudukça, izledikçe buna gerek duydum.
Gerek duydum çünkü ulusal medyada Çaykur Rizespor yönetimin, şampiyon takımın hocasının ücretine ciddi bir iyileştirme yapıp iki yıllık sözleşme önereceği haberleri ile hocanın Gençlerbirliği’nden bu yana tek sıkımlık geçmiş başarıları “ben” olarak vurguladığı ve Beşiktaş’ta göreve hazırım demeçleri yan yana yayınlanıyordu.

İbrahim Hocayı, Beşiktaş dönemindeki futbolculuğundan, istikrarlı ve standardını koruyan yapısından medyadan tanır, saygı duyarım. Takım zaten TFF Ligi’nin üstünde kadroya sahip dense de Çaykur Rizespor’un bu sezon süper lige çıkmasında şüphesiz arkadaşlarıyla beraber katkısı var. Ancak bilahare tazminatı nedeniyle kontratı fes edilemeyen ya da fesih edildiğinde kulübü ciddi maddi külfet altına sokan örnekleri ülkemizde çokça gördüğümüzden henüz rüştünü ispat aşamasında olan, dahası bir üst sınıfın hocası olmak uğruna riskli sportif tercihlere açık bir teknik adamla imzalanacak uzun süreli kontratın içerisinin iyi döşenmiş olması gerektiğine dikkat çekmek istedim.

Elbette bir hoca da kontratının uzun vadeli olması halinde kendini daha motive hisseder. Uzun vadeli sözleşmeler uygulamada sistem değişiklikleri, alt yapı organizasyonları için de faydalıdır. Ancak gördüğümüz, bildiğimiz yarışmacı bir ligde üst düzey antrenörler dahi hazır, anında verim alabileceği oyuncuya odaklanır, günü kurtarır. Bu uzun vadeli kontrat şart değil anlamına gelmemeli, yeter ki kontrat kulübü bilahare altından kalkılamaz külfete sokmasın.

Bu nedenle ilk aşk, şevk, heyecanla önemli sayılabilecek başarılara imza atanlara çok daha büyük gemilerin kaptanlığını verirken çok daha dikkatli, özenli kontratlar yapmak gerekiyor.
Hele hele ben oldum deyip gerideki başarısının tesadüfi olmadığını ispatlarcasına kocaman adımlı, radikal, hatta fantezi sayılabilecek yeni hamleler yapmasının önüne geçecek tarzda sözleşmesinin yapılması, sürekli mentörlerle yanında olunması gerekiyor.

Büyük ve heyecan yaratacak adımların hedefe varması şüphesiz müthiş sonuçlar doğuracaktır. Ancak yeterince olgunlaşmadan bu adımları atmaya kalkanların çok cüzi bir kısmı başarılı olabiliyor. Gerçi bir tercih, eldeki ile yetinmesini bilmek. Korumak, muhafaza etmek, üzerine bindire bindire yükseltmek…

Madem bu kadarını yazdım, dost meclislerinde dillendirilmekten öteye şimdilik geçemeyen cümleyi de yazıp bitireyim. Şampiyon takımın hocasına şans doğru, ama ligin 4.haftasından itibaren yeni senaryolara da şimdiden hazırlıklı olmalı.

Recep Ali Aksoylu / Demirciköy / 22.05.2017

Yorum Yaz

Yorumunuz alındı!

Yorumunuz başarıyla kaydedilmiştir ve onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

İsim gerekli!

Mesajınızı yazınız!

Henüz yorum yapılmamıştır.