Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşlerin tahliye talebi reddedildi

FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik davada yargılanan gazeteciler Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan'ın tahliye talepleri reddedildi. Dava 12 Şubat'a ertelendi.

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 3 gazetecinin davasından erteleme kararı çıktı.

‘FETÖ’nün medya yapılanması’ adıyla görülen davanın bugünkü duruşmasında savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu.

Savcı, üç yazarın ‘cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs’ten suçlu bulunmasını istedi.

Davada altısı tutuklu yedi sanık bulunuyor. Savcı tüm sanıklara aynı cezayı istedi.

‘Ak Parti’yi destekledim, Ak Parti’ye oy verdim’

Mehmet ve Ahmet Altan savunma için süre talep etti. Ilıcak savunma yaptı, tahliyesini istedi.

“Önceden bildiğim darbeyi desteklediğim iddia ediliyor. Ben zaten terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanmıştım. Bu davaya konu program ortaya çıkınca darbeci de ilan edildim” diyerek savunmasına başlayan Ilıcak, ‘FETÖ’nün amacını’ bilmediğini söyledi.

30 yıllık arkadaşlarının “Nazlı Ilıcak’tan darbeci çıkmaz” diyerek kendisi hakkında tanıklık yaptığını anlatan Ilıcak, firari eski savcı Zekeriya Öz’le yaptığı televizyon programına da değindi: “Röportaj yaptığımda Zekeriya Öz HSK tarafından açığa alınmıştı. Öz’ün, Dubai gezisini bir işadamının finanse ettiği iddia ediliyordu. Bunun FETÖ’yle ilgisi yok.”

“Ben yolsuzluk yapanların hesap vermesini istedim” Nazlı Ilıcak, 17-25 Aralık ile ilgili gazetelerin manşetlerini tek tek okudu.

Ilıcak, “Yargıya beslediğim güvenden dolayı, dosyaların kapanmasını istemediğim için FETÖ’ye hizmet mi etmiş oluyorum? Bugün ABD’de bulunan Sarraf Davası’yla ilgili gazeteler ve köşe yazarları benzer konuları işliyor. ‘Dosyalar kapatılmasın’ dedim. Vatanımı sevdiğim için söyledim. Dürüst bir gazeteci olduğum için bunu yazdım. Ben Ak Parti’yi destekledim. Ak Parti’ye oy verdim. Sonra yolsuzluk iddiaları ortaya çıktı. Konu yargıya intikal etsin istedim. Hakkında iddialar bulunan kişiler yargılansın istedim. Demokrasiler de hesap vermek doğal bir hadisedir” ifadelerini kullandı.

‘Erdoğan’dan nefret etmedim’

Ilıcak şöyle devam etti: “FETÖ’yü terör örgütü olarak görüyorum. 15 Temmuz’dan önce bilmiyordum. Ama terör örgütü devleti ele geçirmeye çalışmaz. Oysa FETÖ devleti ele geçirmeyi amaçlamıştır. Terör örgütünü, FETÖ’ye tercih ederim. Bu çok tehlikeli bir şey. Hukukta iddialar somut iddialara dayanır. Niyet okumaya değil. FETÖ üyesi değilim. FETÖ’nün amacının devleti ele geçirmek olduğunu bilmiyordum. Benim gazetede yazdığım yazı ile attığım tweetlerin FETÖ’nün amacıyla ne ilgisi olabilir. FETÖ hükümete öfke duyuyor. İşi darbe teşebbüsüne kadar getirdi. Ben Recep Tayyip Erdoğan’dan nefret etmedim. Yazdığım yazılarda hakaret yok. Hakkımda bir tek hakaret davası yok. Benim amacım siyasi iktidarın yanlışlarını söylemek, yanlıştan döndürmek, ikaz etmektir, kamuoyu adına denetim yapmaktır.”

Davutoğlu ve Arınç örneği

Darbeyi önceden bilmediğini, talimat aldığına dair delil olmadığını kaydeden Ilıcak şunları söyledi: “Ben bir suç işlemedim. Sadece yazı yazdım, tweet attım. Onların bilmediğim amaçlarına hizmet etmedim. Bana ‘FETÖ’nün amacını 17-25 Aralık’ta da mı anlamadın?’ diye sora bilirsiniz. Hayır anlamadım. Bülent Arınç bile attığı tweetinde ‘Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz’ diyor. Ahmet Davutoğlu da ‘Kim rüşvet almışsa hesap verme yeri Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleridir’ şeklinde beyanı var. O dönem bakanlar istifa ettiler. Bakanlar suçsuzsa niye istifa ettiler. ‘Yargı önünde hesap versinler’ dedim. Ben sadece yolsuzluk konusuyla ilgilendim. Sinsice hareket eden bu örgütü doğru teşhis edemedim.”

‘Mal varlığı bildirimimi hep yapıyorum’

Mehmet Altan, esas hakkındaki savunmasını yapmak için süre istedi ve savcının mütalaasını eleştirdi. Altan, başbakanlığın mal varlığına el konulması talebiyle ilgili de, “Ben devlet memuruyum. Kazancım, mal varlığım zaten devletin kontrolü altında. Mal varlığı bildirimimi hep yapıyorum” ifadelerini kullandı.

‘Sindirme ve korkutma’

Ahmet Altan da aynı karara tepki gösterdi: “Bunun gerekçesi, amacı nedir? Neyi amaçlıyor? Sindirme ve korkutma amacı var.”

Altan da esas hakkındaki savunmasını yapmak için süre istedi.

12 Şubat’a ertelendi

Avukatlar da müvekkillerinin tahliyelerini talep etti. Duruşmaya verilen aranın ardından mahkeme heyeti taleplere ilişkin ara kararını açıkladı.

Mahkeme heyeti, başbakanlığın sanıkların mal varlıkları üzerine tedbir kararı konulması talebini reddetti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül’ün suçun vasfı ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesi gerekçeleriyle sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Mahkeme sanıklara ve avukatlara esas hakkında beyanda bulunmaları için duruşmayı 12 Şubat’a erteledi. 

Yorum Yaz

Yorumunuz alındı!

Yorumunuz başarıyla kaydedilmiştir ve onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

İsim gerekli!

Mesajınızı yazınız!

Henüz yorum yapılmamıştır.
  Google adımlarımızı takip ediyor
Google adımlarımızı takip ediyor