Halk ozanı Ruhi Su yıldönümünde anılıyor, Ruhi Su kimdir?

Büyük halk ozanı Ruhi Su, ölümünün 32'nci yıl dönümünde anılıyor. Sanatçıyı ve eserlerini anmak isteyen sevenleri, Şişli'de bir araya geliyor. Peki, Ruhi Su kimdir?

Eserlerindeki politik mesajları ve siyasi görüşleri nedeniyle bir döneme damga vuran büyük halk ozanı Ruhi Su, 32'inci ölüm yıl dönümünde düzenlenen etkinliklerle anılıyor.

Türk müziğinin büyük ozanı Ruhi Su, ölümünün 32. yılında Şişli Belediyesi ile Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği işbirliğiyle anılacak. 20 Eylül Çarşamba günü Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi'nde yapılacak olan anma töreninde, Emin İgus ve Ruhi Su Dostlar Korosu kısa bir dinleti sunacak.

Ruhi Su Dostlar Korosu'nun ilk şeflerinden Refik Köksal ve Hüseyin Tutkun'da koroya eşlik edecek.
Ayrıca gecede, Ruhi Su'nun 1980 yılında konser vermek için gittiği Avustralya’da kaydedilen belgeselinin gösterimi de yapılacak.

HALK TÜRKÜLERİNİN BÜYÜK OZANI

1912’de Van’da doğan büyük ozan sosyalist dünya görüşü nedeniyle 1952-1957 yılları arasında 1951 TKP tevkifatı dolayısı ile hapis yattı. 1960’ta İstanbul’da Taksim Belediye Gazinosu’nda sahneye çıkan Ruhi Su, bir yandan da halk türkülerini kaydedip, arşivleme görevini üstlendi.

ALEYHİNDE KAMPANYA BAŞLATILDI

Söylediği türkülerdeki siyasi vurgular yüzünden aleyhinde kampanyalar başlatılan ve işini kaybeden sanatçı, türküleri derleyip, yeniden yorumlama işine kendi başına devam etti. 1975’te Dostlar Korosu'nu kurdu. 1978’den sonra ürettiği kasetlerle halk müziğinin, yaygınlaşmasına büyük katkıda bulundu.
20 Eylül 1985 Cuma günü Cerrahpaşa Onkoloji Kliniğinde vefat eden büyük ozan, 22 Eylül 1985 Pazar günü Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi. Ruhi Su’nun cenaze törenine binlerce kişi katıldı ve cenaze 12 Eylül Dönemi’nin ilk büyük kitle gösterisi haline dönüştü.

RUHİ SU KİMDİR?

Ruhi Su, 1912’de Van’da doğdu. Kendi deyimiyle Birinci Dünya Savaşı’nın ortasına doğan Ruhi Su, annesiz babasız bir dünyaya da gözlerini açmıştı. Amca ve yenge dediği yoksul bir aileye evlatlık verilen Ruhi Su, daha çok ufak yaştan başlar burada sorumluluk almaya. Eziyetli geçen evlatlık günleri, Öksüzler Yurdu’na bırakılmasıyla son bulur. İlk kez oyun oynayan bir çocuk şaşırır mı? Ruhi Su burada nihayet oyunla tanışmıştır. O günleri anlatırken “Oyun denen bir şeyin var olduğunu o zaman öğrendim. İçim içime sığmıyordu, şaşkındım” der.

Eziyetli geçen çocukluk yılları belki de Ruhi Su’nun müzik hayatına adım atmasına vesile olmuştur… Çünkü 10 yaşında verildiği bu Öksüzler Yurdu’nda okuma yazmayla birlikte müziği de keşfeder. Öğretmeninin vesilesiyle bir keman aldırılır Ruhi Su’ya, böylece klasik müzikle de tanışır.

Aradan yıllar geçer, öksüzler yurtlarındaki çocukların askeri okullara gitme zorunluluğu çıkar. İstanbul’a gelir Halıcıoğlu Askeri Lisesi’ne girer Ruhi Su. Orada da Ruhi Su’nun müziğe olan yeteneği kısa sürede fark edilir. O günleri Ruhi Su şu kelimelerle anlatır: “İstanbul Öksüzler Yurdu öğrencileri bize yol gösterdiler. Beni yurtlarındaki Ahmet Muhtar Bey ile tanıştırdılar. Akşam olunca kantinde toplanırdık. Ağabeyler “Hadi çal Ruhi” derlerdi. Bir akşam kantinde keman çalarken, okul komutanı içeri girdi ‘Bu ne rezalet’ dedi, kemanı kırdı.” Daha sonra komutan kemanın parasını vermek istese de Ruhi Su kabul etmez. Artık aklındaki tek şey Müzik Öğretmen Okulu’na girebilmektir.

Ahmet Muhtar Ağabeyi, “Ankara’ya gelir misin?” deyince okuldan kaçar, Ankara’ya gider Ruhi Su. Kaçaktır, yakalanır. İki gün hapiste kalır. Gülhane Askeri Hastanesi’nde sağlık kontrolü yapıldığı sırada gözü bozuk, kulağı tam işitmez taklidi yapar, çürük çıkmak için yalvarır, sonunda çürük raporu alır. Ruhi Su rapora göre ‘artık askeri mektebe devam edemez’.

Hemen Müzik Öğretmen Okulu’na başvurur, ama yer yok diye kabul edilmez. Bunun üzerine Adana’daki Öksüzler Yurdu’na gönderilir. Burada sürekli keman çalışır. Adana Öğretmen Okulu’na girer. Oradan Ankara Müzik Öğretmen Okulu’nun sınavını kazanır ve nihayet istediği okula girmeyi başarır… Burada Klasik Batı Müziği eğitimi almaktadır. Sonra bir tercih yapması gerekir, opera ile keman arasında kalır; operayı seçer… Bu arada bir tutukluluk süreci geçirmesinin ardından operayı bırakır, gönlündeki türkülere verir hayatını. Sonrasında albümleri dinleyicilerle buluşur…

Ruhi Su, 1985 yılında prostat kanseri sebebiyle hayata gözlerini yumdu. Ardında sayısız türkü, 20’den fazla albüm ve milyonlarca sevenini bıraktı.

Bunca zorlu bir hayata gözlerini açan Ruhi Su'yu, kendisini belki de en güzel anlattığı türküsü Ezgili Yürek ile anmadan olmaz.. 

Yorum Yaz

Yorumunuz alındı!

Yorumunuz başarıyla kaydedilmiştir ve onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

İsim gerekli!

Mesajınızı yazınız!

Henüz yorum yapılmamıştır.
  Donald Trump'ın Başkanlığına ünlülerden ilk tepkiler
Donald Trump'ın Başkanlığına ünlülerden ilk tepkiler